Merhaba arkadaÅŸlar, bugün sizler için “Karanlık Sır – Marrowbone (2017)” filmiyle ilgili fikirlerimi yazacağım. Umarım faydalı bir paylaşım olur.
2017 yılında gösterime giren “Karanlık Sır – Marrowbone” filminin yönetmeni ve aynı zamanda senaristi İspanya doÄŸumlu Sergio G. Sánchez’dir. Sánchez, atmosferik gerilim-korku türü filmleri senaryosu yazan bir yönetmen olarak tanınmaktadır. Aynı zamanda bu film kendisinin de ilk uzun metraj filmidir.
Filmde ilk dikkatimi çeken süresiydi. Gerçekten 110 dakika (1 Saat 50 Dakika) gibi uzun süren bir film olmasından dolayı filmden sıkılacağımı düşünüyordum ama öyle olmadı.
Sürekli olarak aksiyon ve gerilim olmasa da konu bütünlüğü ve işleyişi birbiriyle o kadar başarılı bir şekilde aktarılmış durumdaydı ki filmden kopamıyorsunuz.
İspanyol yapılı dram-gerilim filmi olarak karşımızda duran film, gerçekten de başarılı bir yapıt olmuş. Filmin sonuyla başı arasında ki dokuma ve olayların birbirinden kopmadan işleyişi hayranlık bırakacak nitelikte.
Film 1968 yıllarında geçiyor ve 4 kardeÅŸ (Jack ile 3 küçük kardeÅŸi, Billy, Jane ve Sam) ile annenin hayat hikayesine deÄŸiniyor. İngiltere’nin Bampton bölgesinden Amerika’ya kaçıyorlar. Anneleri, 4 çocuÄŸunu da yanına alarak çocukluÄŸunun geçtiÄŸi ve 30 yıldır terk edilmiÅŸ halde duran eve getirir. Burası harabe halde bulunan ve kasabaya çok uzak bir mevkide yer almaktadır.
5 kiÅŸilik ailenin tek amacı kimsenin burada olduklarından haberleri olmamasıdır. Bunun için soy isimlerini deÄŸiÅŸtirirler ve artık kendilerine annelerinin kızlık soyadı olan “Marrowbone” olarak tanıtmaktadırlar. Eve büyük bir gizlilik içerisinde gelen aile, ne yazık ki annelerini yaÅŸadığı hastalıktan dolayı kısa süre sonra kaybeder. Bu kayıp kardeÅŸleri birbirine daha fazla baÄŸlar ve hikaye burada baÅŸlar.
KardeÅŸler annelerinin ölümünü herkesten gizlemek zorundadır ve öylede yaparlar ama İngiltere’nin Bampton bölgesinden kaçıp geldikleri “ÅŸey” onların peÅŸini bırakmaz. Çocuklar bir yandan birilerinin onları bulup birbirlerinden ayırmasından korkarken diÄŸer yandan hayatın vermiÅŸ olduÄŸu zorluklarla baÅŸa çıkmaya çalışmaktadır. Gizli bir ÅŸekilde toplumdan soyutlanmış bir biçimde hayatlarına devam ederler. Tabi bu zorlu süreçte en fazla hırpalanan küçük kardeÅŸleri Sam’dir. Sam bir yandan abilerine ve ablasına ayak uydurmaya çalışırken diÄŸer yandan evde gerçekleÅŸen tuhaf olayları anlamaya çalışıyordur. En büyük abi Jack ise aileyi bir arada tutmaya ve deyim yerindeyse onlara anne ve baba olmaya çalışmaktadır.
Jack ve kardeşleri aynı zamanda aile avukatları olan Porter ile de uğraşmak zorunda kalırlar. Annelerinin avukatı olan Porter, ailenin gizlendiğini ve sırlarını bilen tek kişidir. Avukatın görevi kimse duymadan ve gerçeği öğrenmeden önce evi ailenin adına geçirmektir. Fakat ailede yüklü miktarda para olduğunu bilir ve kendisine yapılan bir iş teklifi için lazım olan parayı çocukları tehdit ederek elde etmeye çalışır. Sonunda da layığını bulur tabi.
Filmde ilk dikkatimi çeken süresiydi. Gerçekten 110 dakika gibi uzun süren bir film olmasından dolayı filmden sıkılacağımı düşünüyordum ama öyle olmadı.Sürekli olarak aksiyon ve gerilim olmasa da konu bütünlüğü ve işleyişi birbiriyle o kadar başarılı bir şekilde aktarılmış durumdaydı ki filmden kopamıyorsunuz.
Filmin sonuna geldiğinizde ise sizi bambaşka bir sürpriz bekliyor olacak. Aslında o ana kadar gördüklerinizin tamamına yakınının farklı bir şekilde cereyan ettiğine şahit olacaksınız. Filmin en keyif dolu anı işte burada başlıyor. Zaten eğer filmin final kısmı çok sakin yada bayağı bir şekilde bitmiş olsaydı asla izlenilecek bir film olamazdı. Film gerek öykü gerek kurgu olsun çok güzel tamamlanmış. Oyunculuk ise bambaşka bir keyif veriyor insana.
FİLMİN FRAGMANI